Bir İkindi Çayı...
Bir ikindi sohbeti yapalım dedim kendimce. Biraz dinlenmeli, biraz okumalı...
Gündüz çok sıcak olduğundan, herkes akşam dışarı çıkıyor. Biz uyku saatleri dolayısıyla akşam değil de ikindi vakitleri yapıyoruz gezmelerimizi. Biraz hava alma, aldırma, biraz yürüyüş, biraz da dinlence oluyor bize. Serkan Bey oğluyla parkta dolaşırken, ben de kendimle baş başa kalıyorum. (Bir yarım saatçik kadar.) Bu vakti de ya boş boş etrafa bakarak ya da okuyarak geçirmeyi tercih ediyorum. Ali Hamza'nın aramıza katılmasıyla eskisi kadar okuyamasam da, ara ara bulduğum fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum.
Güncel kitaplardan gidiyordum son zamanlarda. Sarah Jio, Debbie Macomber, Kristin Hannah kitapları derken kitapçımızda bunu bulmuşken kaçırmayayım dedim. Kürk Mantolu Madonna'sı sanal alemde fotoğraf karelerini süslemeden çok önce okumuştum kitabı. Ruh hali oldukça etkilemişti beni. Kitaba baktığımda bu incecik şey nasıl bu hissi verecek desemde de bittiğinde yüzlerce sayfa okumuşcasına duygusal anlamda bağlanmış buldum kendimi. İşte bu hislerle Kuyucaklı Yusuf'u da alıp bir hevesle başladım. Henüz 5 sayfacık okuyabilmiş olsam da yavru atmacayı uyutma çalışmalarında kısa sürede biter diye düşünüyorum.
Çok güzel bir kitaptır yazarın duygu dünyası öyle güzel ki her kitabı ayrı özel umarım sizde çok begenirsiniz
YanıtlaSilGerçekten okunması gereken bir kitaptır.
YanıtlaSil