Son Mim: Benim 5 Gerçeğim...
Bir mimle daha karşınızdayım sayın seyirciler, ya da okuyucular mı desem :)
Mucizelerduqqani blogu sahibesi Sezin beni mimlemişti, geç de olsa yanıtlamak istiyorum.
1. Evlenmeden önce, evlenmeden sonra farkı vardır bende...
Evlenmeden önce panik, karamsar daha tez canlı, her şeyi kafaya takan biriydim. Ama öyle sakin, öyle iyimser, öyle iyi niyetli bir adamla evlendim ki bu 4 yılda hayata bakışım değişti. İyimser olabilmek ne güzelmiş, hep gülebilmek güler yüz gösterebilmek, gereksiz konularda vurdumduymaz olabilmek... Tez canlılığım genetik onu atamadım ama azaltabildiğimi düşünüyorum :)
2. Ya doğru konuş ya da gözüm görmesin seni...
Hayatta tahammül edemediğim şey: Kıvırmak. Kardeşim ben dobra bir insanım, doğruyu sorarsan söylerim. Bana bir öyle bir böyle konuşmayacaksın. Tamam her doğru her yerde söylenmez, ona katılıyorum, ama adamına göre de doğru değişmez ki. İnsanlar bana "Ne olursa olsun, yalan söylemez, doğrucudur!" desin. Karşımdakine de ben bunu diyebileyim. Yoksa işim olmaz, çok keskin sınırlarım vardır bu konularda. Çok kızarım hııı....
3.Tam bir Karadeniz kızıyım...
Nereye gidersem gideyim tam Rizeli'yim... Haksızlığa hiç gelemem, kimsenin kalbinin kırılmasına hakkının yenmesine tahammül edemem. Rize şivesiyle konuşmaya bayılırım, hatta annemle konuşurken eşim "Frekanslar yine karıştı" der güler ve beni dinler. Ama bu kadar Karadenizliyken beceremediğim bir şey vardır ki inanamazsınız... Horon... O eller o ayaklar o kafa nasıl hepsi başka başka yere gider bir tutturamam o senkronu.
4. Arabeskseverim...
İngilizce öğretmeniyim ya, illa İngilizce şarkı dinleyeceğim. Yok öyle bir şey. Hoşuma gideni dinlerim. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses de dinlerim, Vivaldi 4 Mevsim de...
5. "İngiliz Asilzadesi" der eşim bana...
İngiliz hayranlığı değil benimkisi ama bir saygı duyma da yok değil. Tarihi değerlerine sahiplikleri, tarihi dokuları, o kıyafetleri, düşesleri tam benlik. Asillik farklı bir şey, kendini beğenmişlik farklı. İnsanın yaratılışında vardır ya, duruşundan anlarsınız, işte öyle bir şey. Eşimin bana asilzade demesi esprisi işin ama bana öyle davranmasını seviyorum. Her kadın eşi için öyle değil midir?
Asilzade demişken Keira Knightley'den bahsetmeden edemem. Güzelliğine duruşuna hayranım. Kelimelerle anlatamıyorum belki ama işte bu benim demek geliyor içimden. Ruhen öyle hissediyorum yani.Çok mu çok oldu :)
Mucizelerduqqani blogu sahibesi Sezin beni mimlemişti, geç de olsa yanıtlamak istiyorum.
1. Evlenmeden önce, evlenmeden sonra farkı vardır bende...
Evlenmeden önce panik, karamsar daha tez canlı, her şeyi kafaya takan biriydim. Ama öyle sakin, öyle iyimser, öyle iyi niyetli bir adamla evlendim ki bu 4 yılda hayata bakışım değişti. İyimser olabilmek ne güzelmiş, hep gülebilmek güler yüz gösterebilmek, gereksiz konularda vurdumduymaz olabilmek... Tez canlılığım genetik onu atamadım ama azaltabildiğimi düşünüyorum :)
2. Ya doğru konuş ya da gözüm görmesin seni...
Hayatta tahammül edemediğim şey: Kıvırmak. Kardeşim ben dobra bir insanım, doğruyu sorarsan söylerim. Bana bir öyle bir böyle konuşmayacaksın. Tamam her doğru her yerde söylenmez, ona katılıyorum, ama adamına göre de doğru değişmez ki. İnsanlar bana "Ne olursa olsun, yalan söylemez, doğrucudur!" desin. Karşımdakine de ben bunu diyebileyim. Yoksa işim olmaz, çok keskin sınırlarım vardır bu konularda. Çok kızarım hııı....
3.Tam bir Karadeniz kızıyım...
Nereye gidersem gideyim tam Rizeli'yim... Haksızlığa hiç gelemem, kimsenin kalbinin kırılmasına hakkının yenmesine tahammül edemem. Rize şivesiyle konuşmaya bayılırım, hatta annemle konuşurken eşim "Frekanslar yine karıştı" der güler ve beni dinler. Ama bu kadar Karadenizliyken beceremediğim bir şey vardır ki inanamazsınız... Horon... O eller o ayaklar o kafa nasıl hepsi başka başka yere gider bir tutturamam o senkronu.
4. Arabeskseverim...
İngilizce öğretmeniyim ya, illa İngilizce şarkı dinleyeceğim. Yok öyle bir şey. Hoşuma gideni dinlerim. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses de dinlerim, Vivaldi 4 Mevsim de...
5. "İngiliz Asilzadesi" der eşim bana...
İngiliz hayranlığı değil benimkisi ama bir saygı duyma da yok değil. Tarihi değerlerine sahiplikleri, tarihi dokuları, o kıyafetleri, düşesleri tam benlik. Asillik farklı bir şey, kendini beğenmişlik farklı. İnsanın yaratılışında vardır ya, duruşundan anlarsınız, işte öyle bir şey. Eşimin bana asilzade demesi esprisi işin ama bana öyle davranmasını seviyorum. Her kadın eşi için öyle değil midir?
Asilzade demişken Keira Knightley'den bahsetmeden edemem. Güzelliğine duruşuna hayranım. Kelimelerle anlatamıyorum belki ama işte bu benim demek geliyor içimden. Ruhen öyle hissediyorum yani.Çok mu çok oldu :)
İngiliz asizadesi hoş olmuş sizede yakışır :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :))
SilYorumlar harika ..Böyle mimlerle blog arkadaşların kişiliklerinide az buçuk öğrenmiş oluyoruz.çok mu çok olmamış bence senin duruşundada var bir asillik belki soyunuzun bir ucu ingilizlere dayanıyordur nedersin nebihancımm :)..
YanıtlaSilCanım çok sağol, eşimin iddiası da o yönde :))
SilCevaplar çok hoş ,Düşes Nebihan:)
YanıtlaSil:))
Sil